müzikçalar

Neden acı verir insanlar?

25 Aralık 2015 Cuma

İnsan insanın ilacıyken neden tesir etmeme derdindedir? Çözemediğim en büyük hayat problemi bu olsaydı keşke. Problemler içinde beni durmadan düşündürüp harap eden en de bu işte. Sevmek ne güzel duygu. İnsan insanı sevebilip mutlu da olabiliyorken neden sevmemeyi seçer? Severek mutlu olup mutlu etmek mümkünken bu dargınlıklar üzgünlükler neden? Cevap bulamayacağım bu ve bunun gibi binlerce sorunun içinde debeleniyor ve özlüyorum. Kime neye ne zamana olduğunu bilmediğim bir özlemle savruluyorum. Beni asla bulmayacak olan mutlu günlere ve gerçekleşmeyecek olan uçuk hayallere duyduğum özlem, içimdeki güçten daha büyük. Bundandır yeniliyorum hayatın güçlü dalgalarına..

Yitik Sözler

24 Aralık 2015 Perşembe

En yakınlarına bile belli bir mesafede oluyor insan bazen. Yadsıdığı gerçeklerle günbegün yüzleşen biri olup çıkıvermek üzer, yorar hatta. Kimi fark eder bu yorgunluğun çökerttiği omuzları, kimi ayırdını yapamaz yaşadıklarının. Kimimiz, çoğumuz, hepimiz-sıfat bulamadığım bir alay topluluk yorgun. Yorgunluk da bir eylem aslında. İş gücü gerektirir. Kazanmak kaybetmek, sevmek hatta biraz da.. Hepsi eylemden öte sessiz neferler satırlarda. Anlamları acı verebiliyorken, mutlu da edebiliyorken varlığının tartışılır durumda olması ne hazin! Ses yoksa söz de yok çünkü. İnsanlar sesini değil belki ama sözlerini yitiririr günün birinde. Hiç yitirmeyen var mıdır bilinmez ancak bir gün birileri bir takım sözleri yitirir. Buna mutluluğun sebep olmadığını tahmin buyurursunuz elbet. Soğukçeşme Sokak’ta en güzel sözlerini yitiren bir genç kız tanıdım bir zamanlar..En güzel sözleri, övgüleri kabul etmiş, sanata ilham olmuş bir mekanda sözlerini yitirmek ne acıdır. Üzüldüm ama belli etmedim. Kız üzgündü ama kırgın değildi. Yardım etmek haddim değildi, sustum. Sözler nasıl yitirilir o gün öğrendim. İnsanın boğazına mısralar nasıl takılır kalır, heves denilen şeyin kursağında kalmasıyla aynı şey sanırdım. Hayal kırıklıklarının acısından daha derin, kesisi daha keskin, sızısı daha zalim bir illet bu söz yitikliği. O kızı tanısaydınız bilirdiniz.Anlardınız bir parça, eminim. Yitik sözleri olan birini gördüğünüz vakit bu sözlerimi hatırlamanızı ne kadar arzu ederim bilemezsiniz. Yitip giden sözün kendisi olarak kalsa bir nebze iyileşmek mümkündür, ya da iyileşmek bir nebze mümkündür. NE var ki tek başına gitmez hiiç bir giden. Birşeyler alıp götürmeden gitmez…

KELİME

23 Aralık 2015 Çarşamba

Kelime ne güzel şey.


Birşeyler anlatmak için hangi dilde ne şekilde söylediğin mühim değildir çoğu kez. Ancak bazı şeyler vardır ki o hissi o helecanı ancak doğru kelimeyle anlatabilmek mümkündür. Sözcük demeyi istemem ben, kapılıp gün tafrasına kullanmışlığım çoktur ancak kelime bir tutkudur. Bir nebze tozlu bir nebze eskimemesi için emek harcadığım bir lahzalık çabadır. Takığım galiba belki gereksiz ayrıntıcı. Savruk dünyamda biriktirdiğim en değerli şeyler kelimelerimken heybemde hüzünden başka şey aramak tuhaf ve gereksiz olsa gerek. Kendini anlatmaktan çekinmek 3.şahıs çekingenliğinden başka bir şey değil. Anlatmak için yetersiz kelen şeyler var bilinenin aksine. Ne dert anlatmak kolay ne de onu hemencecik anlayıvermek. Kelimlerle ince ince ilmeklerden süze süze dizilen methiyelerin tasvirde yetersiz kaldığı hiç mi görülmemiş ki biz anlatıverelim. Ne kederi ne de sevgiyi tam olarak anlatmaya gücü yeter insanın. Eli kolu kaşı gözü veren bilir ki kelimeye yoldaş olacak onlar. Önce yaratılacak onlar..Tamamlamaya gelecek o eşsiz kelimeler..İyisi kötüsü güzeli çirkini bir tutkudur dilde kelime.Yakar kavurur, pişmanlığı öğretir. Sevdiklerinden duyduğunda dondurabilecek kelimeler vardır. Öylesine acı. Kalp kırmak çok kolayken, bir kalbi mutlu etmek o denli zor. Zor mu? Teoride kolay olan bir zorluk bu bence. Ne garip varlık şu insan. Ruhu bedeni zihni her biri ayrı muallak..
 
Design by Pocket