İnsan insanın ilacıyken neden tesir etmeme derdindedir?
Çözemediğim en büyük hayat problemi bu olsaydı keşke. Problemler içinde beni durmadan
düşündürüp harap eden en de bu işte. Sevmek ne güzel duygu. İnsan insanı
sevebilip mutlu da olabiliyorken neden sevmemeyi seçer? Severek mutlu olup mutlu
etmek mümkünken bu dargınlıklar üzgünlükler neden? Cevap bulamayacağım bu ve
bunun gibi binlerce sorunun içinde debeleniyor ve özlüyorum. Kime neye ne
zamana olduğunu bilmediğim bir özlemle savruluyorum. Beni asla bulmayacak olan
mutlu günlere ve gerçekleşmeyecek olan uçuk hayallere duyduğum özlem, içimdeki
güçten daha büyük. Bundandır yeniliyorum hayatın güçlü dalgalarına..
Yitik Sözler
24 Aralık 2015 Perşembe
En yakınlarına bile belli bir mesafede oluyor insan bazen.
Yadsıdığı gerçeklerle günbegün yüzleşen biri olup çıkıvermek üzer, yorar hatta.
Kimi fark eder bu yorgunluğun çökerttiği omuzları, kimi ayırdını yapamaz
yaşadıklarının. Kimimiz, çoğumuz, hepimiz-sıfat bulamadığım bir alay topluluk
yorgun. Yorgunluk da bir eylem aslında. İş gücü gerektirir. Kazanmak kaybetmek,
sevmek hatta biraz da.. Hepsi eylemden öte sessiz neferler satırlarda. Anlamları
acı verebiliyorken, mutlu da edebiliyorken varlığının tartışılır durumda olması
ne hazin! Ses yoksa söz de yok çünkü. İnsanlar sesini değil belki ama sözlerini
yitiririr günün birinde. Hiç yitirmeyen var mıdır bilinmez ancak bir gün
birileri bir takım sözleri yitirir. Buna mutluluğun sebep olmadığını tahmin
buyurursunuz elbet. Soğukçeşme Sokak’ta en güzel sözlerini yitiren bir genç kız
tanıdım bir zamanlar..En güzel sözleri, övgüleri kabul etmiş, sanata ilham
olmuş bir mekanda sözlerini yitirmek ne acıdır. Üzüldüm ama belli etmedim. Kız
üzgündü ama kırgın değildi. Yardım etmek haddim değildi, sustum. Sözler nasıl
yitirilir o gün öğrendim. İnsanın boğazına mısralar nasıl takılır kalır, heves
denilen şeyin kursağında kalmasıyla aynı şey sanırdım. Hayal kırıklıklarının
acısından daha derin, kesisi daha keskin, sızısı daha zalim bir illet bu söz
yitikliği. O kızı tanısaydınız bilirdiniz.Anlardınız bir parça, eminim. Yitik
sözleri olan birini gördüğünüz vakit bu sözlerimi hatırlamanızı ne kadar arzu
ederim bilemezsiniz. Yitip giden sözün kendisi olarak kalsa bir nebze iyileşmek
mümkündür, ya da iyileşmek bir nebze mümkündür. NE var ki tek başına gitmez
hiiç bir giden. Birşeyler alıp götürmeden gitmez…
Etiketler:
kalemimden
KELİME
23 Aralık 2015 Çarşamba
Kelime ne güzel şey.
Birşeyler anlatmak
için hangi dilde ne şekilde söylediğin mühim değildir çoğu kez. Ancak bazı
şeyler vardır ki o hissi o helecanı ancak doğru kelimeyle anlatabilmek
mümkündür. Sözcük demeyi istemem ben, kapılıp gün tafrasına kullanmışlığım
çoktur ancak kelime bir tutkudur. Bir nebze tozlu bir nebze eskimemesi için
emek harcadığım bir lahzalık çabadır. Takığım galiba belki gereksiz ayrıntıcı.
Savruk dünyamda biriktirdiğim en değerli şeyler kelimelerimken heybemde hüzünden
başka şey aramak tuhaf ve gereksiz olsa gerek. Kendini anlatmaktan çekinmek
3.şahıs çekingenliğinden başka bir şey değil. Anlatmak için yetersiz kelen
şeyler var bilinenin aksine. Ne dert anlatmak kolay ne de onu hemencecik
anlayıvermek. Kelimlerle ince ince ilmeklerden süze süze dizilen methiyelerin
tasvirde yetersiz kaldığı hiç mi görülmemiş ki biz anlatıverelim. Ne kederi ne
de sevgiyi tam olarak anlatmaya gücü yeter insanın. Eli kolu kaşı gözü veren
bilir ki kelimeye yoldaş olacak onlar. Önce yaratılacak onlar..Tamamlamaya
gelecek o eşsiz kelimeler..İyisi kötüsü güzeli çirkini bir tutkudur dilde
kelime.Yakar kavurur, pişmanlığı öğretir. Sevdiklerinden duyduğunda
dondurabilecek kelimeler vardır. Öylesine acı. Kalp kırmak çok kolayken, bir
kalbi mutlu etmek o denli zor. Zor mu? Teoride kolay olan bir zorluk bu bence.
Ne garip varlık şu insan. Ruhu bedeni zihni her biri ayrı muallak..
Etiketler:
kalemimden
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)